1 Haziran 2015 Pazartesi

Evlilik Öncesi İmam Nikahı Artık Yasal

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu başta çocuk evlilikleri olmak üzere resmi nikahsız evliliklerini azaltmak için resmi evlilik öncesinde imam nikahı kıyılması yasaklanmış ve bu kanun çocuk ve kadın hakları açısından bir devrim sayılmıştı.

Anayasa Mahkemesi 27 Mayıs 2015 tarihli kararı ile resmi nikah olmadan dini nikah yapanlara ve bu nikahı kıyan görevlilere 2 aydan 6 aya kadar hapis cezası veren yasa 5237 sayılı Kanunun 230 maddesinin 5. ve 6. fıkralarını iptal etti.

İptal kararının gerekçesinde özetle bireylerin dinsel tören yapma ve yaptırma fiillerinin suç olarak düzenlenip bu fiillere ceza verilmesini özel hayata ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına aykırı buldu. 

Anayasa Mahkemesi'nin söz konusu kararına katılmadığımı belirtmek isterim. Şöyle ki;

Dini nikah yapılmasına karşı değilim ancak tek başına dini nikah ile yetinilmesine karşıyım. 

Dini nikah yapılması toplumsal bir sebebe dayanmakta ise de sırf dini nikah ile yetinilmesi küçük kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmesinin önünü açacak ve yükümlülük altında girmek istemeyen erkekler için dini nikah bir kaçış noktası olacaktır. 

Toplum fiili birlikteliğin devamının meşru hale gelmesi için imam nikahı yapılmasını zaruri görmektedir. Resmi nikahtan önce imam nikahı kıyılmasının zorunlu olması halinde gerek fiili birliktelikten doğan çocukların nesebi sorun teşkil etmeyecek gerekse fiili birlikteliğin kadın tarafı korunacaktır. Resmi nikah çocukların erken yaşta evlenmesine engel olduğu için çocukların çocukluklarının yaşamadan evlilik sorumluluğu altında girmelerine engel olacaktır. Toplum ruh sağlığı açısından çocuklarının erken yaşta evlenmelerinin engellenmesinin faydalarını tartışmayı psikiyatrlara bırakıyorum. 

Burada değinmeden geçemeyeceğim. Toplumun bir kesimi dini nikahın tek başına yeterli görülmesini yeterli görürken gerekçe olarak yurt dışında kiliselerde yapılan evlilikleri gerekçe olarak göstermektedir. Bu gerekçenin çıkış noktası evliliği dinsel boyut katılması açısından doğrudur ancak unutulmamalıdır ki dini nikahı kıyan papaz efendi kıymış olduğu nikahı nüfus müdürlüğüne bildirerek evlendirmiş olduğu çiftlerin nikahlarını resmi nüfus kayıtlarına geçirmektedir. Dini nikahın tek başına yeterli olduğunu yeterli gören kesim imamın kıymış olduğu nikahın resmi kurumlara bildirilmesi zorunluluğu olmadığı gibi nüfus müdürlüğünün bu evlilikleri kabul etmediği hususunu gözardı etmektedir. 

Şayet imanlara resmi nikah kıyma yetkisi verilmiş olsa ve bu yetkiye dayanarak evlilik işlemleri eş zamanlı olarak gerçekleştirilmiş olsa o zaman bu nikah nüfusa bildirileceği için gerek kadın hakları korunacak gerekse Türk Medeni Kanunu'nda evlilik şartlarından yaşa ilişkin maddeler harfiyen uygulanacağı için sorun yaşanmayacaktır. Ancak böyle bir tasarı olmadığı gibi tartışma da gündeme getirilmek istenmemekte sırf dini nikahın yeterli sayılması talep edilmektedir. 

Avrupa Birliği Yasaları ile Kadın ve Çocuk Haklarına ilişkin mevzuat uyum çalışmalarına aykırı nitelikteki Anayasa Mahkemesi kararının ilerleyen zamanlara sıkıntı yaratacağı kanaatindeyim. 

Saygılarımla





ve merak ettiğiniz pek çok konuya eski ve yeni site haritası bölümünden ulaşabilirsiniz. Bilgi paylaştıkça güzel. Cevabını bulamadığınız sorularınızı okuduğunuz yazının alt tarafındaki yorum bölüme yazarak sorabilirsiniz veya iletişim bölümünden e-posta ile bize ulaşabilirsiniz.