30 Kasım 2015 Pazartesi

Avukatlık Bürosu Açmak

Değerli meslektaşım,
Öncelikle kolay gelsin demek istiyorum. 

Yoğun bir staj döneminden sonra avukatlık ruhsatını törenle aldın. Kurumsal bir avukatlık bürosunda çalışma fırsatı yakaladın. Biraz daha tecrübe edineyim derken bir kaç ay geçti. İş tempon ve sorumluluğun avukat olduktan sonra bir kat daha arttı. 

Acaba kendi hukuk büromu açmalı mıyım derken bir gün bağımlı çalışmanın zorluklarının etkisi ile bir karar verdin; Kendi hukuk büromu açacağım! 

Derken yeni avukatlık bürosu açma fikrini patronuna söyledin. Patronun şaşırdı; İş arkadaşların da bıyık altından gülmeye başladı. Patronunun ricası ile senin yerine başka bir avukat bulunana kadar çalışmaya devam ediyorsun. 

Acaba doğru kararı verdim mi? Ya iş gelmezse? Ya para kazanamazsam? Ya başarılı olamazsam? Gece uykuların kaçıyor. Laf ağızdan çıktı bir daha geri dönmek olmaz. 

Bir taraftan çalışmaya devam ederken yeni bir iş fikri ile arayışa başladın. Yeni bir avukatlık bürosu açmak için neler yapmalıyım? 

Birincisi; avukatlık bürosu açmanın belirli maliyetleri olacak. Bu maliyetleri göze alarak yeni kurulacak avukatlık bürosu için gereken maliyetler için bir bütçe belirlemek gerekiyor. 

Avukatlık büyük şehirlerde tek başına çalışmanın zorluklarından dolayı birden fazla avukatın bir araya gelmesini zorunlu kılmaktadır. Ancak bu birliktelikler gider ortaklığından öteye gidememektedir. 

Tek başına bir avukatlık bürosu açmak fikrine geri dönelim. Bir ya da iki odadan ibaret olan butik ofis tabir edilen sistem ben ve benim gibi tek başına çalışmayı tercih eden meslektaşlarımın genel tercihi olmuştur. 

Yerine göre değişmekle beraber butik bir hukuk bürosu için oturmuş olduğunuz evin yarısı kadar bir kira bedelini gözden çıkarmalısınız. Burada ki kıstas bütçe ve yaşam stilinizle orantılıdır. Ortalamanın üzerinde bir evde oturmaya dair tercihiniz seçeceğiniz büro tercihinde de etkili olacaktır. 

İş zamanı dışında dinlenme için kendinize bir ortam yaratmak istiyorsanız ilave bir odanın varlığı sanat gibi hobinizi yerine getirebilmek için bir fırsat yaratacaktır. 

Hukuk bürosu açmak ile hobi sahibi olmayı nasıl bağdaştırıyorsunuz sorusunu duyar gibi oldum.  Büronuzda iş stresiniz arttığında hobiniz için yer aramaya gerek duymayacaksınız.

Kira kontratını imzaladıktan sonra elektrik, internet ve sair abonelikleri açtırmanız gerekiyor. Bazı abonelikler için depozito yatırmanız gerekecek. 

Hesap kitap işlerinden anlamıyorsanız iş yeri açmadan önce bir mali müşavir bulmanız gerekiyor. Mali müşavir ile akraba olacaksınız. Size iş konusunda referans olacak ilk kişilerden biri mali müşaviriniz olacak. İrtibatı kopartmayın. 

Sabah büronuza geldiniz. Kahvaltı ve çay seramonisinin ardından gazete haberleri derken dinç kafa ile birkaç sayfa kitap okuyayım dediniz. Kitaba dalmışsınız bir baktınız ki öğlen olmuş. Öğle yemediğinden sonra bir iki saat daha büroda oyalandıktan sonra istikamet ev.  

Bir iki gün git gel yaptıktan sonra iş arayışları başlıyor. Meslek mevzuatı izin vermediği için, çevremize ve çevremizin çevresine kartvizit dağıtmak dışında tanıtım imkanı bulamıyoruz. 

İş kaygısı ile ilgili bir anımı paylaşmak istiyorum. İki hafta büroya git gel yaptıktan sonra bir gün kapı çaldı. İtiraf etmeliyim ki o an kim geldi diye heyecanlandım. Gelen kişi broşür dağıtan bir dershane elemanıydı. 

Broşürü aldım gelen kişiye bir dakika diyerek masama yöneldim. Masamın çekmecesindeki kutusundan iki tane kartvizit alarak kapıdaki gence uzattım. Diyalog şu şekilde gelişti. "Kartvizitin bir tanesini cüzdanına koy diğerini patronuna ver" İşte avukatlıkta çevre böyle genişliyor. 

Şehrin göbeğinden olmakla beraber kuş uçmaz kervan geçmez büromda çay eşliğinde İnternette sörf yaparken bir gün telefonum çaldı. Arayan kişi broşür dağıtan gencin patronu idi. Bu kişi ilk müvekkilim oldu. Gerek o günkü ekonomik koşullar gerekse başka işim olmadığı için tahsil etmek için bana verilen 6 senetten 4 tanesini ilk bir ay içinde tahsil ettim. Tahsilatlar 5 yeni senedin ve müvekkilin annesinin kiradaki iş yerinin kira bedelinin tahsiline yönelik bir icra takibin gelmesi ile sonuçlandı. İş iş doğurdu diyebilirsiniz. 

Yok zamanda kurulan dostluklar farklı oluyor. Baro semineri sonrası CMK sertifikası aldım. Bir kaç ay CMK görevlendirmelerine gittim geldim. Adli yardım bürosundan iş aldım. Bu zaman ki gibi o zaman da vekalet ücretleri tatmin edici olmasa da CMK ve Adli Yardım Bürolarından gelen işler hem iş tecrübesi elde etmem de hem de çevre oluşturmam da etkili oldu. 

Şehir değişikliği ile bağlantılı eski müvekkillerimde çok sık görüşemesem de  ilk yılımda aylar ilerledikçe büronun zili daha sık çalmaya başladı. Gelenlerin çoğu iş vermeseler de sırf fikir almak için gidip gelen bu kişiler sayesinde büroda sirkülasyon hızlandı. 

Kapıma gelenleri asla geri çevirmedim. Bana davası için vekalet bile veremeyecek kadar zor durumda olan kişilere hiç değilse dilekçe yazdım gönderdim. Vekalet veren müvekkillerimden başka bir o kadarı da büromdan dilekçe ve danışma konularında benden hukuki yardım aldılar. Hatta bu durumda olup yıllardır büromun kapısını aşındıranlar hatta şehir değiştirdiğim halde irtibatı koparmadığım kişiler vardır. 

Yine bir gün parasız pulsuz bir köylü teyzeye dilekçe yazdım. Parayı sorunca gönlünden ne koparsa dedim. 10 milyon TL verdi. Hiç unutmam o para o günkü koşullarda 5 günlük işe gidiş geliş paramdı. Parayı az görmedim teyzenin dilekçesini yazdım gönderdim. 

Aradan bir kaç gün geçtikten sonra aynı kadın dava ile ilgili sonucu bana bildirmek için geldi. Bürodan çıkarken kapının yanında çantasını unuttu pardon diyerek yaşlı teyzenin arkasından koştuğumda o çanta sizin Avukat Bey oğlum diye seslendi. Pazar çantasındaki mütevazi ikramdan almış olduğum hazzı para ile ölçemezsiniz. 

İcra koridorlarında başka bir kıdemli meslektaşıma benim tabirimle taşeronluk yaptığım bir dönemde, koridorda koşturan bir asker benden yardım istedi. Yazdığım dilekçe sonrasında kendisine vermiş olduğum kartvizit bana yine iş olarak döndü. Asker kartviziti kaybetmişt; belki de atmıştı ama dilekçe konusundaki davayı beni adliyede yakalayınca bana verdi. 

Sayısız bu ve benzeri diyaloglar ile iş çevresi edindim. İzmit'ten sonra İstanbul'daki dört yıllık süreçte de aynı yöntemle çevre edinmeyi başardım. 

Sevgili genç meslektaşım. İnsan ümit ettiği ve mücadele ettiği müddetçe yaşar. Hani sana ettirdikleri yemindeki gibi mesleğin onuruna ve kurallarında uygun yaşadığın müddetçe işlerin artacak. Sıkıntılı süreçler yaşayacak ve hatalar yapacaksın ve hatta direkten döndüğün zamanlar olacak ama zaman ilerledikçe bu mesleği daha çok seveceksin. 

Sana meslek hayatında başarılar diliyorum.