1 Haziran 2016 Çarşamba

Avukatın Mutlu Günü

Avukatın hayatında iki tane mutlu gün vardır. Biri davayı aldığı gün diğeri davası bittiği gün. 

Kocaeli'nde henüz çiçeği burnunda iki senelik bir avukat iken İstanbul'dan bir ağır ceza davası aldım.  Hayatımın en mutlu günlerinden biri bu davayı aldığım gündü. O günler ekmek parası için her türlü davayı aldığım günlerdi. Nereden nereye diyesi geliyor insanın. 

Bu davayı almış olmanın mutluluğu, davanın şehir dışında olması sebebiyle pekişmişti. Şehir dışına bir kaçış fırsatı, otobüsle Harem'e geliş, Harem'den Sirkeci'ye yapılan arabalı vapurdaki çay simit ve deniz sefası, tramvay ile Sultanahmet'e çıkış; eski, rutubet ve bir o kadar da tarih kokan Sultanahmet Adliyesi'nde kıdemli ağır ceza avukatı nidası ile koridorun bir o tarafına bir bu tarafına koşturma. 

Gerek dava dosyasının kapsamlı oluşu gerekse sanık sayısındaki fazlalık davanın bir an önce bitmeyeceğinin göstergesi idi. Ama bu umurumda olmadı. Hem İzmit'ten İstanbul'a kaçıyordum hem de artık bir ağır ceza avukatı olmuştum. (Gülme işareti)

Gel zaman git zaman derken 2011 yılında baro kaydımı İstanbul'a aldırdım. Bu dönemde gibi Çağlayan Adliyesi açıldı. Sultanahmet Adliyesi tarihin karanlıklarına gömülmesiyle benim de içimdeki tarihsel romantizm de tarih oldu. 

Temmuz ayı itibariyle avukatlığımın 10. yılına dolduracağım. 2008'deki bu davam bugün sonuçlandı. Yukarıda bahsetmiş olduğum dava bugün sonuçlandı. Bugünkü karar duruşması UYAP'ta kayıtlı olan 33. celse idi. Hani üzeriniz de bir ağırlık vardır kalkar ya rahatlarsınız işte ben de bugün bu mutluluğumu siz değerli meslektaşlarımla paylaşmak istedim. 

Kadayıf kaymaklı olunca ayrı tad verir. 33. celse sonunda alınan beraat kararı da kaymaklı kadayıf tadında oldu benim için. İşbu davanın bittiği bugün meslek hayatımın en mutlu günlerinden birini (avukatın ikinci mutlu gününü) yaşıyorum. (İkinci gülme işareti)

Bugünkü dava için duruşma beklerken kıdemli bir meslektaşım ile tanıştım.  Yaşı 75 civarında olan bu meslektaşımın mübaşir beyi efendi diye çağırarak yapmış olduğu şakalaşmaları; rahat ve stressiz hal, tutum ve davranışları beni iyiden iyiye kamçıladı. Üstadın rahatlığına gıpta ettim. 40 yıl sonra  bu işe devam edip edemeyeceğimi öngöremiyorum ama gelecek 40 yıl boyunca meslek hayatımı rahat geçirmek istiyorum. 

Siz değerli meslektaşlarıma sevgilerimi sunar mesleki mutluluğumu paylaşmış olduğum bu yazımı sabırla sonuna kadar okuduğunuz için teşekkür ederim. 

Saygılarımla