4 Nisan 2014 Cuma

Roberto Mancini‏

Size İtalya ve İngiltere gibi dünyanın en önemli liglerinin kaliteli takımlarında futbol oynamış ve sayısız başarılar kazanmış  bir efsaneden bahsetmek istiyorum. Futbolculuğu bıraktıktan sonra ülkesi İtalya'da teknik direktörlüğe başlayan, başarıları sonucunda kariyerine İngiltere'deki köklü bir takımda devam eden ve takımına efsanevi bir şampiyonluk yaşatan bu futbol kahramanı kimdir desem Roberto Mancini dediğinizi duyar gibi oluyorum.

İtalyan boğası olarak tanınan bu futbol dehası büyük bir risk alarak İstanbul takımlarından Galatasaray'ın patronu oldu. Roberto Mancini Galatasaray'ın başına geldiğinde takımı gençleştirme misyonunu üstlendi. Ancak unutulan bir şey vardı burası ne İtalyan boğası İnter nede İngiliz devi Manchester City idi. 



Alışılmış bir kültürde çalışmanın zorluğu dışında dar bütçe ile kaliteli futbolculardan oluşan bir takım oluşturmaya çalışıyordu. Bir taraftan yabancı oyuncu sınırlaması bir diğer taraftan başarıyı sadece şampiyonlukla özdeşleştiren bir anlayış. Uzun ve sıkıntılı bir adaptasyon süreci yaşandı. Takım gerek kendi sahasında gerekse deplasmanda düzenli kadro sıkıntısı yaşadı.  

Peki bu zorlukları aşmak için Mancini Galatasaray'da ne yaptı?

1. Lucas Ontivero gibi bir genç yıldız adayını takıma kazandırdı.
2. İzet Hajroviç  gibi bir kanat oyuncusunu pek fazla kullanamasa da takıma dahil etti. 
3. Veysel Sarı gibi yerli bir jokeri takıma aldı.
4. Yirmibir yaşında Alex Telles şimdiden dünyanın en iyi sol bekleri arasında sayılıyor. Bu tranfer takımın 15 yıllık sol bek hasretine çözüm oldu.
5. Takımın yaş ortalamasını düşürdü ve evinde uzun süre maç kaybetmeyen bir takım yarattı. 

Herşeye rağmen Galatasaray Avrupa Kupalarından elenmesi, şampiyonluk beklentilerinin başka baharlara kalması ve takımın kötüye gidişi Mancini üzerinde o kadar büyük bir baskı oluşturdu yalnız adam olarak anılmaya başladı. Eski bir dost Fatih Terim'in farkı benzer durumlara alışık oluşu ve bu psikolojiden kurtulabilmesiydi. Mancini ne bu kültüre ne de bu olaylara alışkındı. Mesela Arsenal yıllardır şampiyon olamıyordu. Liverpool'un 20 seneden fazladır şampiyon olamayışına ne taraftar böyle sert tepki göstermek ne de hocasını suçluyordu.

Bu ülkede yüzlerce futbolcu ve hoca harcandı. At gözlüğümüzü çıkartıp bakalım hangi Avrupa takımının hocasının devamlılığı oldu? Hangi ülkede hangi hoca iskelet kadro kurup Şampiyonlar Ligi kupasını aldı. 

Mancini Galatasaray'ın geleceğe güvenle bakmasını sağlıyor.  Yeni bir hoca ile riske girmek mi yoksa kariyeri başarılar ile dolu hocasının biraz daha dayanmasını sağlamak mı gerekiyor? Bu sorunun cevabını siz okuyucularıma bırakıyorum. 

Caner Gürbıyık
caner_grbyk@hotmail.com