2 Eylül 2014 Salı

2014-2015 Adli Yılı

Adli yıl açılışlarındaki konuşmalar her dönem gündeme damgasını vurmuştur. Bu sene de Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun konuşması salondaki ve televizyonları başında konuşmayı izleyenleri sarstı. 
Yargının kurucu unsuru avukatlar bağımsız oldukları için bağımsızlıklarından aldıkları güçle rahat rahat konuşabilirler. Aslında Barolar Birliği başkanlarının konuşmaları konuşmak isteyip bürokraside oldukları için konuşamayanların düşüncelerini de kapsar. 

Türkiye'deki bürokrasi sıkıntısı devlet kadrolarında üst sıralara yükseldikçe kendisini daha da sıkı gösterir. Bakanlık teşkilatlarında çalışmak sırça köşkte yaşamak gibidir. 81 ilin taşra teşkilatlarında çalışanlar merkeze uzaktan bakarlar. Merkezde yaşayanların hataları neticesinde görevden alınmaları taşradakiler için merkeze geçmek için birer fırsattır aslında. Adeta birbirlerini kollarlar. Vatandaş bürokraside olan bitenden bihaber olduğu için işlerinin bitmesini bekler durur. Teşkilatlarda yaşanan krizden haberi yoktur. 

Yeni yargı yılına geri dönelim. Dosya sayıları artmaya devam ediyor. Diğer yıllardan farklı olarak 2013-2014 yılında dosyalar Yüksek Mahkemelerden biraz daha hızlı gelmeye başladı. Ama yine uzun süreden beri sıra bekleyen dosyalar mevcut. 

Avukatlar müvekkillerini haklarını savunma mücadelesi yanında kendi hakları için de mücadeleye devam ettiler. Özellikle ekmeğim aslanın ağzından midesine geçmiş olması vekil-müvekkil, avukat-baro, avukat-avukat arası rekabet gibi ikili ilişkiler avukatların mesleki beceri ve liyakat dışında başka alanlarda da başarı gösterme gerekliliklerini ortaya çıkardı. 

Avukatlık sınavı tartışmaları 2014-2015 yılının en çok tartışılan konusu olacak. Avukatlık sınavının torba yasa ile kaldırılmasını tartışmaları gündeme damgasını vuracak. 

Yeni adli yılın başka hukukçular olmak üzere mahkeme kapılarında hak arayan vatandaşa da hayırlı olmasını dilerim.