18 Ocak 2016 Pazartesi

Sır Küpü

Hiç farkında mısınız? Avukatlar meslek mevzuatı gereği sorumlu oldukları halde bazen müvekkillerinin sırlarını tutmak konusunda çok özen göstermiyorlar. 

Avukatlık Kanununa göre avukatların sır saklama yükümlülüğü bulunuyor. Disiplin kararlarına ilişkin araştırma yaptığımda bu yükümlülüğü uyulmadığı gerekçesi ile soruşturma geçirmiş pek çok olaydan haberdar oldum ve konu hakkındaki bu yazıyı yazmaya karar verdim. 

Bazen ticari bir sır, bazen aile hukukundan doğan mahrem konular çoğun zaman önemsiz gözükse de dava aşamasında karşı taraf aleyhine kullanılan bir argüman haline dönüşüyor. 

Peki hukukçu ne yapacak? 

Kamu otoritesinin doğrudan tarafı olan hakimler ve cumhuriyet savcıları görevleri gereği devlet sırları başta olmak üzere gizlilik kararları ile dosyalarda soruşturma yürütüyorlar. 

Avukatlar, gizlilik kararı alınan dosyalarda, kanunda sınırlı sayıda yazılan evraklar dışındaki evraklara ulaşamıyorlar. 

Hakimlerin ve cumhuriyet savcıları görevlerini yaparken kendileri gibi ketum olan adliye personeli ile çalışıyorlar. Kazara da olsa bazen dosyalar basına haber sızabiliyor. 

Avukatlar müvekkillerinden edinmiş oldukları sır niteliğindeki bilgiler hakkında nasıl bir sorumluluğa sahipler?

Avukatlar yaptıkları yazışmalarda meslek sırrını açıklama durumları söz konusu olabilir. Söz uçar yazı kalır. Bu yüzden avukat yazdığına dikkat edecek. Aksi halde avukata duyulan güven azalır. Avukatın müvekkili ile yapacağı yazışmalara bile özen göstermek zorundadır ki örneğin bir mesaj, faks, e-posta müvekkilden başka kişilerin eline geçebilir. Zaten avukatların müvekkilleri ile büro ortamında görüşmelerinin amacı da sırrın büro kalacak olmasındandır. 

Zorunluluk gereği müvekkiller ile büro dışında görüşme yapılacaksa yer kulağı vardır prensibinden yola çıkarak rahat bir ortamda yapılması gerekmektedir. 

Sırrın ortaya çıkması ile müvekkilin kişilik hakları zedelenebilir. Özel hayatın hayatın gizliliği ihlal edilmiş olur. 

Bazı durumlarda müvekkiller sırlarını avukatları ile paylaşmadıkları için davalarda olumsuz gidişat söz konusu olabilir. Avukat müvekkiline güven vererek müvekkili ve davası hakkında detay sahibi olabilmeyi bir sanat haline getirebilecek kadar ikna edeci olabilmelidir. Bu yetenek zamanla kazanılır.  

Meslek sırrı güven ilkesinden kaynaklanır. İş sahibi avukata onay vermesi halinde avukat mesleki sırrı açıklayabilir. Mesleki sırrın doğal bir sonucu da avukatın müvekkili ile ilgili konularda tanıklık yapmaktan çekinme hakkına sahip olmasıdır.

Mesleki anlamda sorumluluk altında olan avukat sır saklama yükümlülüğü ile hem mesleki bir yük hem de itibar yönetimi açısından ağır bir yük altındadır. 

Mesleki olarak bizlere dava verilmemiş olsa bile bize danışılan konularda elde etmiş olduğumuz bilgiler sır küpünün dolup taşmasına sebebiyet verecek hal alabilmektedir. 

Saygılarımla