29 Ekim 2015 Perşembe

Eğitim Şart

Her halde Eğitim şart sloganı duymayanınız olmamıştır. Toplumun farklı kesimleri tarafından dillendirilen ve bazen ironi amaçlı kullanılıyor ise de eğitimin önemini anlatmaya gerek yok.


Hukuk toplumlarım şekillendirilmesinde devletin gücünü kullanır. Bazı durumlarda cebir kullanılması gerekir. Hukukun doğası gereği hukuki süreç ağır işler bu yüzden hukukçu daha hızlı sonuç olmak için radikal yöntemler kullanmak zorunda kalabilir.


Onbeş yıllık eğitim hayatında eğitimin önemini defalarca tartışmış olmakla beraber eğitim sisteminin bireye bakışını eşimin öğretmen olması dolayısıyla farklı bir bakış açısından anlamış bulunmaktayım. 

Hukuktan farklı olarak eğitimde bireye daha sabırlı ve ince bakılır.

Dilerseniz bu konuyu bir örnekle açıklayalım. 

Bireyi şekillenmeyi bekleyen bir taş parçası olarak düşünün. 

Hukuk bireyi şekillendirirken kaba işçilikle çalışır. Bireye verilen şekil diğer bireylerle benzerlik arz eder. Örneğin birey arabasıyla yolda giderken kırmızı ışıkta geçerse ceza yer. Hukuk neticeten verilecek ceza ile bireyi şekillendirme yolunu tercih eder. Hukukun şekillendirdiği bireyin kırmızı ışıkta geçmemesinin sebebi kazaya sebebiyet vermemek değil ceza yememektir. 

Eğitim bireyi şekillendirirken ince işçilikle çalışılır. Bireye şekil verilirken bireyin farklılıklarını fark eder bu farklılıkları ön plana çıkarmaya çalışır. Yukarıda örnek üzerinden devam edersek bireye kırmızı ışıkta durması gerektiğini öğretirken bireyin cezalandırmayı gündeme getirmez. Bireyin kırmızı ışıkta durmaması halinde bir kazanın meydana gelebileceğini, bireyin kendisinin veya başkasının can ve/veya mal varlığının zarar görülebileceğine dair sonuçlar üzerinden hareket eder. 

Eğitime önem verilen ülkelerin eğitim sisteminden geçen birey okulda kırmızı ışıkta geçmemesine ilişkin eğitimi aldıktan sonra bir gün arabanın direksiyonunun başına geçer, sonra okuldan almış olduğu eğitim ile emniyetli sürüşü benimser, hukuk kuralının koymuş olduğu yaptırımlara maruz kalmayı gerektirmeyecek şekilde sürüşüne devam eder, hukuk kuralını çiğneme ihtiyacı hissetmez. 

Eğitime önem verilen ülkenin bireyi hukuk devletinde yaşıyor ise hukuk kuralını çiğnemeye tenezzül etmez. Hukuka saygı duyar.


Cumhuriyetimizin 92. Yılını kutladığımız bu bayram gününde Ulu Önder Atatürk'ün daha savaş meydanının dumanları dağılmadan her şeyden önce eğitim alanında reformlar yaptığını hatırlatmakta fayda var. 

Kaliteli hukukçuları kaliteli eğitimciler yetiştirir. Saygılarımla. 

Diğer yazılarımız