Kitabın olmadığı bir hayatı düşünebiliyor musunuz? Farkında mısınız gün geçtikte daha az kitap okuyoruz? Peki kitap ölüyor mu?
Hikaye Sümerlilerin yazıyı bulup kil tabletlere kazıması ile başladı. Taş tabletler dışında yapraklardan ve kemiklerden de faydalanıldı ama hiç biri kağıdın yerini tutmadı. Kağıt çevresel faktörlerden nispeten daha az etkilendiği için kalıcı oldu.
Kağıttan bir önceki aşama olan parşömen ile kütüphane kavramı ile tanıştık. Artık rulolar halinde olan kitaplar çok sayıda üretilebildi ve daha geniş bir kitleye ulaştı. Peki kütüphaneler yaygınlaşabildi mi?
Bir yangında yok olan İskenderiye Kütüphanesi dışında Dünya çapında bir kütüphaneye rastlayamadım. Zaten Nil Vadisi insanlığın gözlemlenebilen en eski uygarlığı olan Mısır Uygarlığının beşiği olmuştu. Yazılı birikim yangında yok olunca o güne kadar ki yazılı tarih birikiminin de büyük bir kısmı tarih olmuş oldu.
Kağıdın kullanıldığı günümüz kitabı ciltlenmiş halde bulunuyor. Kitaplar önce el yazmasıydı. Sonra matbaanın icadı ile kitaplar seri basılır hale geldi. Çok sayıda basılabilir hale gelen kitaplar daha geniş kitlelere ulaşabilir oldu.
Matbaa hem okuma yazma oranlarının yükselmesine hem de bilimsel düşünmenin yuvası olan "Academia" nın yani üniversitenin temellerinin atılmasını sağladı.
Matbaanın yaygınlaşması ile okullaşmanın ve devamında üniversitelerinin yaygınlaşması paralel olarak gelişmiştir.
Kitabın yanında gazeteler ve dergiler kitle iletişimin önemli birer parçası oldu. Gazetenin ve derginin periyodik oluşu çabuk tükenmesine sebep olurken kitap raflarda bekledi durdu.
20. yüzyılda Radyo-Sinema-Televizyon kitabı ilk darbeyi vuran kitle iletişim aracı oldu.
21. yüzyılda da İnternet kitap dünyasını felç etti. Kağıda basılan kitap dijital olarak da basılır hale geldi. Eskiden bir yayınevi bir baskıda 1000 tane cilt basarken şimdi 100 tane bile basmaz hale geldi. Hatta yayınevi kitap basmamayı tercih etti. Yüzlerce yayınevi battı.
* * *
Dünyada 8 milyar insan yaşıyor. UNESCO'dan almış olduğum rakamlara göre 800 milyon halen insan okuma yazma bilmiyor. Matbaanın icadı, gazete, dergi, kütüphane ve son olarak İnternet ile bile okuma yazma bilmeyen insan sayısı düşürmeye yeterli gelmiyor. 800 milyon insanların 2/3'ünün kadın olduğunu hatırlatmakta fayda var. Baba işte çalışıyor anne ev kadını rolünde. Çocuğun ilk öğretmeni olan annesinin okuma yazma bilmemesi ne kadar zor.
* * *
İnternet'e geri dönelim. İnternet kitap dünyasını felç etti demiştik en son. Peki dijital kitaba ulaşmak kolay mı ? Bence basılı kitaba ulaşmaktan daha zor. Dijital kitabı okuyabilecek cihazlara sahip olmak için çok daha büyük ekonomik bir güce sahip olmak gerekiyor. Sırf dijital ortamda basılan kitaplar okur yazarlık önündeki en büyük tehlikelerden birini oluşturduğunu düşünüyorum. Korsan baskıdan yılmış olan yayın evi dünyası dijital ürünlerinin çok daha kolay kopyalanması tehlikesi ile karşı karşıya.
* * *
Her insanın hayatı bir romandır. Milyarlarca roman sahibinden çok ama çok azı romanlarını basılı hale getirebildiler. Diğerlerinin romanları ölüm gerçeği karşısında basılmadan tarihin karanlıklarına gömüldü.
Gelelim sosyal medyaya.
www.datareportal.com adresinden aldığım bilgiyi göre Ekim - 2020 rakamlarına göre dünyada 4.14 milyar insanın sosyal medya hesabı var.
Peki sosyal medya sahiplerinin hayatlarına ne demeli?
Bu yazıyı okuyanların tamamının e-posta hesabı var.
Birden fazla sosyal medya hesabı var.
Her geçen gün farklı amaçlarla yaratılmış farklı sosyal medya hesaplarına kayıt olmak suretiyle kişisel deneyimlerini takipçileri ile paylaşıyorlar. Üretmeye zamanı olmayanlar başkalarının yayınlarını paylaşıyorlar. Üretebilen azınlık yazı, resim, video, podcast paylaşmak suretiyle içeriklerini yığınlar haline getiriyor.
Birden fazla sosyal medya hesabı var.
Her geçen gün farklı amaçlarla yaratılmış farklı sosyal medya hesaplarına kayıt olmak suretiyle kişisel deneyimlerini takipçileri ile paylaşıyorlar. Üretmeye zamanı olmayanlar başkalarının yayınlarını paylaşıyorlar. Üretebilen azınlık yazı, resim, video, podcast paylaşmak suretiyle içeriklerini yığınlar haline getiriyor.
Sosyal medya hesabı sahiplerinin vefatı halinde vefat edenlerin anıları mirasçılarının hesap bilgilerine sahip olması halinde anı olarak kalmaya devam ediyor.
1990'larda doğan bir çocuk 80 yaşına kadar yaşamış olsa öldüğünde kaç tane sosyal medya hesabı sahibi olmuş olacak? Bu hesaplarında kaç tane yazılı, görsel veya işitsel içerik paylaşacak? Ortalama 500 sayfa olan bir romanın ne kadar uzun bir sürede kaleme alındığını düşünün.
Peki sosyal medya öyle mi? Yazdıkça yazıyor paylaştıkça paylaşıyoruz. Dönüp geriye baktığımız oluyor mu hiç? Sosyal medya sitelerinin hatırlatmaları olmamış olsa paylaşımlar İnternetin derinliklerinde karanlıklara gömülüyor.
Ortalama bir insanın aylık kullanığı verinin 6 GB rakamına ulaştığını öğrendiğim gün gözlerim yerinden fırladı. Peki bu veriler nerede ve ne zamana kadar saklanabilecek?
Her şeyin bir limiti olduğu gibi Internetin de bir sonu olacak.
Peki dünya nereye gidiyor ?