26 Mart 2013 Salı

Sağlık Sorunları

Kanayan yara sağlık sistemi, sağlık sistemi hatırı sayılır reformlara rağmen düzelmek bilmiyor. Bir sorun bittiğinde başka bir sorun ortaya çıkıyor. 

2000'li yıllardaki olaylarla ilgili kısa bir hatırlatma yapmakta fayda var. Hastaneler birleşti, sosyal güvenlik kurumları birleşti, özel hastaneler hastalardan fark ücreti almak kaydıyla hasta kabul etmeye başladılar. Doktorların sağlık kurumlarında çalışırken ek iş yapmalarının önü kesildi.

Ekonomik kayıplara rağmen sağlık çalışanları en az işsizlik çeken meslek grubunu oluşturuyor. Özellikle tıp fakültelerinin kontenjanları astronomik olarak arttırılmış olmasına rağmen doktor sayısı yetmiyor.

Sorunun olduğu yerde hukuk devreye giriyor. Devlet kurumlarından sağlık personelinin sistem içindeki aksamalardan kaynaklı sorunların çözümü yani iç denetim devletin taraf olması ile bağlantılı sağlık bakanlığı teftişi ile idari denetime tabi oluyor. 

Örneğin ameliyat esnasında doktorun hatalı işlemi ile hastanın zarar görmesi halinde hastaya müdahale eden doktorun sorumluluğu idari soruşturmaya tabidir. Hastanın yakınlarının doktora ve hastaneye daha doğrusu sağlık bakanlığına maddi ve manevi tazminat davası açma hakkı vardır.

Meslek hatası anlamına gelen ama hatalı olarak sadece doktor hataları ile özdeşleştirilen malpraktis kavramı bu günlerde çok moda oldu. Tıbbi müdahale hatası sonucu hastanın zarar görmesi halinde malpraktisten söz edebiliriz. Doktorun sorumluğunun sebebi yapmış olduğu müdahalede bilgi eksikliğinden kaynaklı hatadır. Örneğin ameliyat esnasında kesilmemesi gereken bir atardamarın kesilmesi sonucu hastanın kan kaybından ölmesi gibi ya da hastanın bacağındaki bir sinirin hata ile kesilmesi sonucu hastanın bir bacağının kullanılamayacak hale gelmesi gibi.

Hastalık hepimiz için tıbbi müdahaledeki hatalardan kaynaklı zarar görebiliriz. Peki vücut bütünlüğümüze rıza vererek başlanılan ameliyatta hata yapıldığını nasıl anlaşılacak. Ölüm olduğunda genellikle pratisyen hekimin yaptığı otopsi ile tıbbı hatanın farkına varılabilecek mi? İsviçre gibi gelişmiş ülkelerde tüm ölümlerde ölüm sebebinin tıbben tespiti açısından otopsi yapılıyor. Tıbbın ilerlemesi için  otopsi yapılıyor. Ölümün belirli bir yaştan sonra gelmesinde ölenin eceli doldu diyerek genelde solumun yetmezliği veya kalp krizi gibi bir sebebin yer aldığı defin ruhsatlarının sağlıklı olmadığını düşünüyorum. Otopsinin veya feth-i kabirin (mezar açılması) ölünün rahatının bozulması düşüncesi ile zorunlu haller dışında yapılmaması tıbbi hatalardan kaynaklı pek çok ölümü gerçeğin karanlıklarına gömdüğünün farkına varamıyoruz.