Haftanın kısa özeti;
4 Haziran'ı Kocaeli'deki bir duruşmam sebebiyle duruşma sonrası eski dostlarımı kısa kısa ziyaret ile geçirdim. Sabah saat 06.00'da çıktığım evime döndüğünde saat 23.45'i gösteriyordu.
5. Haziran saat 04.30 civarında CMK servisi robotu benden önce yaklaşık 80 kişiyi aradıktan sonra görevi kabul edecek kişi bulamayınca beni aradı ve görevi kabul ederek Üsküdar Çocuk Büro'ya kimlik tespitine gittim. Gözaltındaki suça sürüklenen çocukların adliyeye intikali Saat 09.30 gibi olacağını tahmin ederek uyumadan İstanbul Anadolu Adliyesi'ye geçtim. Savcılık ifadesinden çıkmam saat 16.30'u bulunca iki günlük uykusuzluk dip yapmama sebep oldu.
İki günlük uykusuzluğun sebep olduğu direnç kırıklığı öksürük ile birleşince 6 Haziran'ı burnumu dışarı çıkarmadan geçirdim.
Büyük gün 7 Haziran'da bir tek oy kullanmak için dışarı çıktım.
Beni tanıyanlar iyi bilirler siyaset, spor ve din üzerine konuşmayı sevmem.
Din üzerine konuşmayı sevmeyişimin sebebi dindar bir aileden gelmemem sebebiyle din bilgimin ileri seviyede olmayışıdır. Benim için din özetle kul hakkını yememe üzerine kuruludur.
Spor merakım 7-8 yaşlarında gol sevinciyle atlattığım trafik kazası sonrasında birdenbire kesildi.
Siyasete gelince; hukuk, yasama organı tasarrufu olan yasalar vasıtasıyla kendine can bulduğu için bir hukukçunun siyasete uzak kalması düşünülemez. Hattan siyasetten uzak hukukçunun bir duyu organı eksik gibidir. Şahsen bir siyasi partiye üye olmakla beraber siyasi faaliyette bulunmaya iş yoğunluğun dolayısıyla zaman bulamadım.
Seçim Sonuçlarına dair fazla söylenecek birşey yok. Bu yazdığım dakikalarda AKP, CHP, MHP ve HDP bir türlü anlam verememiş olduğum %10 seçim barajını geçmiştir. Müsaadenizle partiler nezdinde değerlendirmede bulunmak istiyorum.
AKP artık misyonunu tamamlamıştır. Vaatler ve yoğum seçim çalışmaları beklenen sonucu vermemiştir. Sayın Davutoğlu AKP Genel Başkanlığından istifa etmelidir. Almış olduğu oy itibariyle birinci parti olması sebebiyle Sayın Cumhurbaşkanı hükümeti kurma görevini AKP'ye verecektir.
CHP Sayın Kılıçdaroğlu'nun vaatlerine rağmen beklenen başarıyı elde edememiştir. Sayın Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanlığından istifa etmelidir. En çok oy alan 2. partidir. Seçim sistemi sebebiyle hükümeti kurmaya ikinci aday durumundadır. Ancak hükümet kurmak muktedir olmak değildir. Kılıçdaroğlu'nun kendisine hükümet kurma görevi verildikten sonraki manevraları gerek partisinin gerekse kendi siyasi yaşamının devamında hayati önem arz edecektir.
MHP Sayın Bahçeli önderliğindeki siyasi yaşamında kilit partilerden biridir. Kemik yüzden ondan biraz fazla olan oyu AKP'den kayan oylarla biraz yükselmiştir. Ancak beklenen artış söz konusu değildir. Artık siyasi ömrünü tamamlamış olan Sayın Devlet Bahçeli'nin de MHP Genel Başkanlığından istifa etmesi gerektiği kanaatindeyim. CHP'ye verilecek hükümet kurma görevi sonrasında muhtemel koalisyonun ortağı olacaktır.
Son olarak HDP'den bahsetmek istiyorum. Sayın Demirtaş ve partisini başarılı kişi olarak görüyorum. Kürt siyasi hareketi barajı alt ederek en başarılı günlerini yaşamaktadır. Hatta ideolojik oy deposu olan kitle dışındaki gruplardan da oy alma başarısını göstermiştir. Olası CHP-MHP koalisyonunun dışarıdan destekçisi hatta 3. ortağı konumundadır.
Barış ve demokrasi tüm Dünya vatandaşlarının hakkıdır. Balkanlar, Ortadoğu ve Kafkasya olarak adlandırılan çözümsüzlükler bölgesinin ortasındaki Türkiye Cumhuriyeti'nin çok güçlü olması istenmediği gibi tamamen güçsüz olması da çevre ülkelerin menfaatlerine aykırıdır. Bu belirsizlik on yıllarca daha devam edecektir.
Son olarak Diyarbakır'daki bombalama olayında hayatını kaybeden 4 vatandaşımızla basına öldüğü yansıtılmayan devletimizin polisine Allah'tan rahmet diliyorum.
Saygılarımla
Merak ettiğiniz pek çok konuya Site Haritası bölümünden ulaşabilirsiniz. Bilgi paylaştıkça güzel. Cevabını bulamadığınız sorularınızı okuduğunuz yazının alt tarafındaki yorum bölüme yazarak sorabilirsiniz veya iletişim bölümünden e-posta ile bize ulaşabilirsiniz.