22 Nisan 2013 Pazartesi

TÜİK İstatistiklerle Çocuk Raporu Üzerine

TÜİK 23 Nisan'ın önemine atfen İstatistiklerle Çocuk, 2012 isimli çalışmasını yayınladı.  
2012 sonu itibariyle nüfusumuz 75.627.384
2012 çocuk nüfusumuz 22.692.174
Her yıl nüfusumuza 1.250.000 bebek dahil oluyormuş. 
Çocuk nüfusun %5,9'u ekonomik işlerle çalışmaktaymış.

İktidar ile muhalefet arasındaki nüfus politikası tartışmalarına yer vermek istemiyorum.

İstatistiksel veriler uzun vadeli devlet politikasının tespiti açısından önem arz ediyor. Planlama bu veriler üzerine inşa edilecek.

Bitmek bilmeyen siyasi, ekonomik ve sosyal krizler ile birlikte yaşıyoruz. Sorunların çözümü için bir yerden başlamak gerekiyor. 

Devlet, vatan dediğimiz toprak parçası üzerine kurulu. Gerek gerçek gerekse tüzelkişilerin; sahibi oldukları toprak parçasının yeri ve sınırlarının tespiti için yapılan çalışmalara kadastro diyoruz. Kadastro, Genel ve Orman Kadastrosu olarak ikiye ayrılıyor. Türkiye Cumhuriyeti 90 yıllık tarihinde kadastro çalışmalarını ancak bitiriyor. Dünya'da M.Ö. 3000'li yıllarda başlayan 1800 yıllarda bitirilen kadastro çalışmalarını biz ancak bitirebiliyoruz.

Kadastro çalışması tamamladık. Yerleşim yerlerindeki yapılaşmanın plan, çevre, fen ve sağlık şartlarına uyumluluğu için Belediye veya Valilikler tarafından yapılan imar çalışmaları ise kadastro kadar önem arz ediyor. İmar çalışmalarının tamamlanması kadastro kadar uzun sürmeyecek ama birkaç on yıl içinde ancak bitirilebilecek. 

Çarpık yapılaşma kentsel dönüşüm ile bertaraf edilmeye çalışılacak. Milyarlarca liraya mal olacak bu çalışmaların finansmanı sorununu emek maliyetinin yanında bir şey ifade etmiyor. Bozulmasına göz yumulan kent estetiğinin düzelmesi yıllar alacak. 

Nüfusa dair birkaç istatistikten yola çıktık. Konu bayağı dağıldı.  Sırası gelmişken nüfus davalarından bahsedelim. Akrabalar arasındaki nesep bağının kurulmasına ilişkin davalar özellikle miras hukuku konusunda sıkıntı çıkmaması için önem arz ediyor. 

Özel Hukuk içerisinde en problemli alanı gayrimenkul davaları oluşturur. Bu davalar niteliği gereği uzun süren davalardır. Tapu kayıtlarının tutulmasındaki problemler, nüfus kayıtlarının tutulmasındaki problemlerle birleşince gayrimenkul davaları uzadıkça uzuyor. Nüfus kayıtlarını incelediğinizde halen 1800 yıllarda doğmuş olup ölüm kaydı düşülmeyen kişilere ulaşmak mümkün. Nüfus kayıtlarımız tam anlamıyla düzgün tutulamıyor. 

Okuma yazma oranı ile ilgili 2012 tarihli son TÜİK verisine göre yaklaşık 3 milyon vatandaşımız okuma yazma bilmezken yine aynı rapora göre 2 milyona yakın vatandaşımızın okuma yazma bilip bilmediği konusunda herhangi bir veriye sahip değiliz.

Oturduğumuz arazinin kimin olduğunu bilemiyoruz, ikamet ettiğimiz arazilerdeki binalar yapılaşmaya uygun değil, nüfus kayıtlarımız sağlam değil, 4.5 milyon vatandaşımıza 90 yılda okuma yazma öğretememişiz. Peki 22 milyon çocuk büyüyünce istatistiklerin neresinde yer alacak?

Site Haritası








11 Nisan 2013 Perşembe

4. Yargı Paketi Meclisten Geçti

Uzun zamandır gündemi meşgul eden, demokratikleşme paketi kapsamında çıktı çıkacak beklenen kamuoyunda 4.Yargı Paketi olarak bilenen, İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Bağlamında Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun TBMM tarafından kabul edildi.

Bu kanun neler getiriyor;
1. madde ile Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'ndeki tam yargı davalarında özel hukuktaki müddeabihin ıslah yoluyla arttırılması kurumu kabul edilmiş oluyor.
2. madde Askeri Yüksek İdare Mahkemesi için AİHM kararı ile yargılamanın yenilenmesini isteyebilme yasal hale geliyor. 
3. madde ile İdari Yargıda ıslah mümkün hale geliyor. 
4. madde ile Kamulaştırma bedelinin tespiti davalarının 4 ay içinde bitirilmemesi halinde tespit edilen bedele 4 ayın sonunda yasal faiz işlenmesi öngörülüyor. Yıllar süren kamulaştırma davalarında vatandaşın faiz kaybı önlenmiş oluyor. 
5. ve 6. madde ile Terörle Mücadele Kanunu yumuşatılarak yayın, propaganda  yasa dışı toplantı ve gösterilere katılanlar için ayrıca terör örgütüne üye olmaktan dava açılamayacak ayrıca terör örgütü propagandası yapanlara, bildiri veya açıklamalarını basıp yayınlayanlara ceza verilmesinde "cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemleri meşru gösterme, övme ve bu yöntemlere başvurmayı teşvik etme" şartı getiriliyor.
7. madde ile TCK m.94' te düzenlenen işkence suçu için zamanaşımı kaldırılıyor. 
8. madde ile TCK m. 215'te düzenlenen "suçu ve suçluyu övme" suçu    için kamu düzeni açısından açık ve yakın tehlikenin ortaya çıkması şartı getiriliyor. 
9. madde ile TCK m. 220'te düzenlenen "suç işlemek için örgüt kurma" suçundan ceza verilebilmesi için cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemleri meşru gösterme, övme veya başvurmayı teşvik etme şartı getiriliyor.
10. madde ile TCK m. 318'de düzenlenen "halkı askerlikten soğutma" suçunun kapsamı askerlik yapanları firara teşvik ile askere gidecekleri askere gitmekten vazgeçirme şeklinde daraltılıyor. 
11. madde ile duruşma dışında tutuklamanın kaldırılması talebinin değerlendirilmeye alınması ile şüpheli veya sanığın salıverilme istemlerinde tarafların görüşünün alınması zorunluluğu kaldırılıyor. 
12. madde ile CMK m. 108'de düzenlenen tutukluluğun incelenmesi kararlarında şüphelinin ve müdafiinin dinlenmesi zorunluluğu getiriliyor. Tutuklu dosyaların duruşması 30 güne indirilmiş oluyor. 
13. madde ile Koruma tedbiri nedeniyle tazminat istemine Yakalama veya tutuklama işlemine karşı Kanunda öngörülen başvuru imkânlarından yararlandırılmayanlarda başvurabilecek. 
14.madde ile gözaltı ve tutukluluk süresi başka bir hükümlülüğünden indirilen tazminat isteyebilecekler
15. madde ile koğuşturmaya yer olmadığını dair verilen karara karşı AİHM nezdinde başvurulması halinde AİHS aykırılığı tespiti halinde 3 ay içinde başvuru koşulu ile yeniden soruşturma açılması isteme hakkı getiriliyor. 
16. madde ile itiraz kanun yoluna başvurulması üzerine Cumhuriyet savcısından görüş alınması durumunda, bu görüş şüpheli, sanık veya müdafiine bildirilir. Şüpheli, sanık veya müdafii üç gün içinde görüşünü bildirebilir. 
17., 18 ve 19. madde ile HMK ile adli yardım kararının alınması kolaylaştırılarak HMK yargılamasının kanayan yarası olan Adli Yardım kısmen de olsa daha kolay verilebilir hale gelecek. 
4. Yargı paketi cezaların infazı veya denetimli serbestlik konularında düzenlemelere yer vermiyor. Mevcut düzenlemenin tutukluluk halleri üzerine lehe değişiklik yapacağını zannetmiyorum. 







6 Nisan 2013 Cumartesi

Avukatlar Günü

Yargının kurucu unsurlarından avukat çağlar boyu adalet mücadele etmiş durmuş. Kimi zaman iktidarlar tarafından kimi zaman iktidar muhalefet işbirliği ile zulmü kendilerine görev bilmişlerin kurduğu ittifaklara karşı savaşmış avukatlar. 
Bu mücadele ne için? Yeni nesil adliye binaları o kadar büyük ki, üstatlardan biri AVM tabirini kullanıyor, koridorlarında gözleri kapalı adalet hanımı ararken körebe gibi hissediyorum kendimi. Arayıp bir türlü bulamadığım Themis, tanrıça olarak en kutsal görevlerden birine sahip ama acaba ne zaman görevini tam anlamıyla yerine getirecek. 
Sonuçları öngörülemeyen bir geçiş sürecini yaşadığımız bugünlerde adalet hanım daha da anlamı görevler yerine getirecek. 
Vicdanı ile cüzdanı arasında sıkışmış olan hakim devlet güvencesi zırhı altında görevini ifade ederken avukatı kim koruyacak?
2040 yılında emekli olduğumda alacağım maaşımla nasıl geçineceğim? Kaçımız gelecek kaygısı olmadan görevimizi ifa edebiliyoruz? Ekonomik sebeplerden ötürü bakmak istemediğimiz ama bakmak zorunda kaldığımız davalar, davanın ilerleyen aşamalarında zul haline geliyor. 
Görevimizi ifa ederken verimlik esasına göre çalışabiliyor muyuz? Usul ekonomisi avukatlar tarafından uygulanamadıktan sonra adalet nasıl işleyecek?
Avukatların yasal zorunluluktan dolayı tabi oldukları baroların siyasal gelişmeler karşısında koydukları tepkileri avukatlar dışında kimler tarafından takip edilebiliyor? Basın yayın organlarında yeterince yer alabiliyor mu? Hayır. Popüler kültürün ögelerinden olan dizilerin fragmanları kadar bile değeri yok baroların çığlıklarının.
Bütün olumsuzluklara rağmen avukatlar canla başla çalışıyor. Sesini duyurmaya çalışıyor. Ayrım yapılmaksızın tüm avukatlar davaların bir an önce sonuçlandırmak için çaba gösteriyorlar. Saniyelerle sınırlı olsa da haberlerde yer alabiliyorlar.
Her şeye rağmen mücadele devam ediyor. Avukatlar günümüz kutlu olsun.