23 Aralık 2012 Pazar

Polis ve Silah, Polisin Silah Kullanma Yetkisi


Bir genç polis düşünün belinde silah sokaklarda devreye atıyor. Telsizden mesaj geçiyor; acil olaya müdahale edeceksin diye. Ekip arabasına atlayıp arkadaşları ile olay yerine intikal ediyorlar. Bir anda kendilerini bir toplantı ve gösteri yürüyüşünün ortasında buluyorlar. Yasa dışı gösteri yapan bu grup ellerinde taş ve sopalar ile ekip arabasında saldırmaya başlıyor. Arabanın camları kırılıyor. Siren sesleri ve megafondan yapılan anons kalabalığı dağıtmaya yetmiyor. Ekip arabasındaki genç polis kıdemli meslektaşına kaygısını iletiyor. Panik halinde yakındaki diğer ekiplere haber veriyorlar. Bu esnada kalabalık daha da şiddetleniyor. Arabayı takla attırmaya çalışıyorlar. Genç olan polis arkadaş can korkusu ile silahına davranıyor. Havaya rastgele ateş açıyor. 


Genç, yaşlı; rütbeli rütbesiz her polisin başına gelebilecek bir durum. Sonunda ne oldu diye merak ediyorsunuz. Genç polisin silahından çıkan mermi sonucu göstericilerden biri yaralanıyor. Genç polisi açığa alınıyor. Disiplin soruşturması ile bağlantılı açığa alınıyor. Meslekten ihraç edilmese bile muhtemelen derece kademe ilerlemesinin durdurulması ve benzeri bir disiplin cezası alacak. Hakkında ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından taksirle adam yaralamadan dolayı ceza davası açılacak. 



Silah sevgisi veya güvenlik kaygısı duyan sivil bir vatandaş hayatında silahını kılıfından bir kere ya çıkarır ya da çıkarmaz. Silahını kullanma ihtiyacı duymaz bile. Peki ya polis ne yapacak; Özellikle toplumsal olaya müdahale eden yukarı ki genç polis. Yukarı ki sadece en kötü senaryodan ibaret. Silahını kullansa bir dert kullanmasa bir dert oluyor. Canını mı düşünecek mesleğini mi?



Polisin değişim sürecini canlı izleyen bir serbest meslek mensubu olarak batılılaşma sürecine ilişkin yasal değişikliklerin sıkıntı yarattığı kanaatindeyim. Herkes ABD örneğini veriyor. Olaya müdahale eden polis memuru mukavemet halinde derhal zor kullanabiliyor. Şüphelendiği kişiye silah çekip tehlikeyi bertaraf edebiliyor.



Türk polisinin de benzer yetkileri kullanabileceği kanaatindeyim. Eskiden polis memurunun silah kullanıp kullanamayacağı konusunda şüphelerim vardı. Artık yok çünkü polislerin psikolog veya psikiyatrlar tarafından gözlemlendiğini biliyorum. Amirlerin de titizlikte emirlerinde çalışan polis memurlarını gözlemlediği kanaatindeyim.



Polisin silah kullanma yetkisine dair hazırladığım bu yazıya yönelik araştırmam da silah kullanmaya dair yasal hükümlerin dağınıklığı sorunu ile karşılaştım. 



Şüphe yok ki polis kendini canını korumak için gerekirse silah kullanacak. Bu duruma meşru müdafaa diyoruz. Türk Ceza Kanunu’nda yer alan bu hak herkes için geçerli. Ama ceza mahkemeleri tarafından kolay kolay uygulanmıyor. Özellikle de polis memuru arkadaşlarımıza. Burada polis memuru arkadaşa karşı gelen tehdit ile polis memuru arkadaşın göstereceği tepki arasında orantı olması gerekiyor. Polis memuru sopa ile saldıran göstericiye karşı silahını kullanamaz. Saldırıya vereceği tepki de hemen olmalıdır. Mesela saldırıdan on dakika sonra saldırgana silah geçemez. 



Kısaca PVSK olarak nitelendirilen polis meslek yasası polisin silah kullanma yetkisi ile ilgili hükümler ihtiva ediyor. Burada polisin öncelikle saldırgana dur ihtarında bulunması gerekiyor. Saldırgan, ihtara rağmen durmazsa uyarı için havaya ateş edilmelidir. Tabi polis havaya ateş ederken balkondan olayları film gibi merakla izleyen necip Türk vatandaşlarına dikkat edecek. Saldırı hala durmaz ise saldırgan hayati olmayan organlarından vurulmak suretiyle etkisiz hale getirilecek. Olay yerinde yaralanın saldırganın hastaneye sevki için ambulans isteme yükümlülüğünü ayrıca belirtmekte fayda var. Hakkında yakalama kararı bulunan kişiler içinde aynı uygulama geçerli.



PVSK’nda bulunan yetkide sınırın aşılması durumunda hâkimin önüne çıkıp babanın adı ne sorusu ile karşılaşmamak için çok dikkatli olunması gerekiyor. Özellikle genç polis arkadaşların çok dikkatli olması gerekiyor. Asaletleri tasdik edilmeden sorgusuz sualsiz mesleklerini kaybedebilirler. Polis amirleri de vur emri verirken bu hususlara dikkat etmeleri gerekiyor. 



PVSK dışındaki Türk Hukuku’nda silah kullanma yetkisini düzenleyen hükümlerde benzer olduğundan aynı şeyleri tekrar etmemek için sadece ilgili hükümlerin bulunduğu kanun ve kanun maddelerinin birkaç tanesini zikrederek yazıma son veriyorum. 



3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu m. 20/son,

1481 sayılı Asayişe Müessir Bazı Fiillerin Önlenmesine Hakkında Kanun m. 2,
CMK’nun m.168. ve PVSK m. Ek 6/6,
2911 Sayılı Yasa,
3201 Sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu,
5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu,
2803 sayılı Jandarma Teşkilat Görev ve Yetkileri Yasasının 11. maddesi ve Jandarma Teşkilatı Görev ve Yetkileri Yönetmeliğinin 39. Maddesi,



Soru, görüş ve önerileriniz için