NELER YAPABİLİRİZ?
Devriye
2. Sayısı ile karşınızda. Diğer sivil toplum örgütlerinin yayın organlarından
farklı olarak meslek mensuplarının sorunları üzerine paylaşımda bulunmayı
amaçlıyoruz. Bana ayrılan hukuk köşesi
ile sadece sizlerin sorunlarınıza yer ölçüsünde cevaplar vermeye ilaveten sivil
toplum bilincinden hareketle derneğimiz PAY-DER aracılığı ile haklarımızı
aramak için dava açmayı hedefliyoruz.
Anayasa’nın
125. Maddesi gereği idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu
açıktık. Okuyuculardan bazıları bireysel olarak yargı yoluna başvurarak
muhatabı oldukları idare eylem veya işlemin yetki, şekil, sebep, konu ve amaç
unsurlarındaki hukuka aykırılıktan dolayı iptali dava yolunu tercih
etmişlerdir. Dava ile elden edilmek istenen sonuç hukuki yarardır. Davacının
idare işlemin iptalinden hukuki yararı yoksa dava reddedilebilir.
Yargısal
sisteme başvuruda gelişmiş ülkelerden farklı olarak hukuk sigortasının
bulunmayışı sebebiyle yargılama harç ve sair giderleri ile avukatlık ücretinin
bireyler tarafından karşılanması dayalı olan sistemimiz bireylerin hangi hukuk
dalından kaynaklandığına bakılmaksızın hayati olmadıktan sonra yargıya
başvurmasını engelliyor.
Bireylerin
açacakları davalardan elde ettikleri hukuki menfaat sadece birey açısından
sonuç doğurduğu ve sadece bireyin çevresindekiler haricinde haberdar
olunamadığı için meslek mensupları için topyekûn menfaat sağlayamıyor.
PAY-DER
tarafından açılan davalardan elde edilen sonuçlar emsal gösterilerek sizlerde
dava açabilirsiniz. Dava süreci psikolojik olarak tarafları yıpratır. Ancak bu
davayı dernek olarak açtığımızda arkamıza almış olduğumuz siz değerleri
okuyucularımızın ve dernek üyelerimizin desteği ile idareye yönelik bir baskı
unsuru oluşturabiliriz. Yargısal organlar sivil toplum örgütleri ile sivil
toplum mensuplarının davalarına diğer davalara nazaran daha titiz bakıyorlar.
Lehe olan bu durumu değerlendirmeye alarak ve önceliği geneli ilgilendiren
konulara vererek davalarımıza başlıyoruz.
Yazıma
geçen gün başıma gelen bir olayı sizlerle paylaşarak son vermek istiyorum.
Pazar sabahı bir telefon ile şüpheli bir şahsın ifadesine iştirak etmek için
karakola çağrıldım. İfade sonrasında gözaltındaki şüpheli doktor raporu için
hastaneye götürüldü. Bende adliye karakoluna geçerek şüpheli şahsın nöbetçi
cumhuriyet savcısı tarafından ifadesinin alınması için beklemeye başladım. Tek
odadan ibaret olan adliye karakolunda nöbetçi polis arkadaşla sohbet ettik.
Dernekten ve polis memuru sorunları için çözümler için çaba gösterdiğimizden
bahsedince bir dokun bin ah işit misali sorunları not almaya başladım. İleri de
dava konusu edeceğimiz sorunları dinlemek için hevesli olduğumu görünce koyu
muhabbete başladık. Sohbetin sonuna doğru görevli arkadaşın arkasındaki yasa
dışı örgüt mensubu intihar komandolarına ait resimlerden biri dikkatimi çekti.
Bu resim karakolda çekilen resimlerden biri idi. Anlaşılıyordu ki bu kişi
karakoldan sonraki bir aşamada serbest bırakılmıştı.
Aklıma
üniversitede seçmeli ders olarak okuduğum kriminoloji dersi geldi. Bir tarafta
suç istatistiklerinin göstermediği çoğu karakola bile intikal etmeyen suçluluğa
ait rakamlar teknik adıyla siyah sayılar diğer taraftan karakola intikal
etmekle beraber karakol aşamasında yeterli delil toplanamadığı kanaatiyle
hazırlık aşamasında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilen
dosyalar. Mahkemelerin iş yoğunluğu veya
siyasi baskılar nedeniyle tutuklamaya karar veremediği dosyalardan biri.
Resimdeki
kız eğer bir çocuk ıslahevine yerleştirilebilmiş olsaydı belki örgütle
bağlantısı kesilecek ve intihar bombacısı olmayacaktı.
Başta
İdari Hukuku’ndan doğan yargısal sorunlarınız olmak üzere öncelik sıralamasının
belirlenebilmesi için sizlerden tüm meslek mensuplarını ilgilendireceğini
düşündüğünüz ama yargıya intikal ettirmek isteyip de çeşitli sebeplerden dolayı
intikal ettiremediğiniz sorunlarınızı bana veya dernek yöneticilerimize
iletmenizi rica edeceğim. Dava önceliğini belirlerken daha önceden açılmış
emsal davalardan da bizleri haberdar edebilirseniz diğer meslektaşlar açısından
da fayda sağlayabiliriz.
Soru,
görüş, emsal dosya ve eleştirilerinizi bekliyorum. Saygılarımla.
Av.
Ali Emre DEŞAT