23 Aralık 2012 Pazar

Bütçe Maratonu


TBMM’de 2012 yılı bütçesi üzerindeki görüşmeler 21 Aralık Çarşamba günü sona eriyor. Her yıl tekrarlanan bu maraton 2010 yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı’nın oylanması ile tamamlanmış olacak.
Anayasamızın 161. maddesine göre devletin ve kamu iktisadi teşebbüsleri dışındaki kamu tüzelkişilerinin harcamaları, yıllık bütçeler ile yapılır. Mali yıl başlangıcı ile merkezi yönetim bütçesinin hazırlanması, uygulanması ve kontrolü kanunla düzenlenir.  Bütçe kanununa, bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm konamaz.
Bütçe maratonu sadece Genel Kurul görüşmelerinden ibaret değil. Bakanlar Kurulu, bütçe tasarısı ile bütçe tahminlerine ilişkin raporu, mali yılbaşından en az yetmişbeş gün önce TBMM’ne sunar. Bu demek oluyor ki Meclis Bütçe kabul edilene kadar her yıl 2,5 gibi bir süreyi bütçe kanunu için harcıyor. Anayasa’nın 93. maddesine göre Meclis’in azami 3 aylık süreyi tatil ile geçirebileceğini düşündükten sonra geriye kalan 9 ayın 2,5 ayını bütçeye harcamış olması sonrasında kalan 6,5 ayda acaba ne yapılabilir sorusunu akıllara getiriyor.
Bütçe Kanunu özetle devletin tahmini gelirlerinden ve giderlerinden bahsediyor. Aslında bütçe kanunu önemli bir kanun. Devlet Bütçe Kanunu olmadan para toplayamadığı gibi para da harcayamıyor. Yeni bütçe kanununun yürürlüğü girmesi ile eski kanun yürürlüğünü kaybediyor. Yani geçersiz oluyor.
Bütçe Kanunu devlet politikasının analizi açısından önem arz eder. Bütçe kalemleri içerisindeki ödeneklere bakıldığında rakamlar hükümetin sosyal politikalarını gösteriyor. Geçmiş yıllara ait ödeneklerle mevcut ödenekler reel olarak kıyaslandıkları zaman hükümet sözcülerinin ifadelerine bakmaya gerek kalmıyor.
Bütçe Kanunu her ne kadar gelir elde etme ve harcama yapma açısından Hükümete geniş yetkiler veriyor olsa da bu yetkiler sınırsız değildir. Denetim iki türlü oluyor. Kamu idarelerin kendi organları vasıtası ile yaptıkları iç denetim, Sayıştay vasıtasıyla yapılan harcamaların incelendiği dış denetim.
Mali Hukuk içerisinde muhasebe kuralları büyük bir yekün oluşturuyor. Sayısal anlamdaki büyüklük dönemsel olarak değişince de mali müşavirlerin başka işleri yokmuş gibi sık sık yapılan değişiklikleri takip etme yükü altına giriyorlar. Muhasebeciye sormuşlar muhasebeci olmasaydın ne olurdun diye, muhasebeci imam olurdum diye cevap vermiş, neden demişler, mevzuat hiç değişmiyor ondan demiş.
Haftaya görüşmek üzere.aliemredesat@gmail.com